Bir tasarımın kullanım değeri nasıl ölçülür?
Birinin ihtiyaçlarını önceden hayal etmek, onun somut problemlerinin en azından bazılarına çözümler önermek, olası üslup uyuşmazlıkları için B planları hazırlamak, bir orta yol bulmak, yani ömrü belli bir orta dünya tanımlamak ve o süre boyunca orada birlikte yaşamak; sonra bunu akıllıca başkalarına duyurmak ve zamanı geldiğinde susmayı bilmek: İşte iyi bir etkileşim tasarımı… Unutmamalı ki, “kullanılabilirlik” başka, “etkileşim” başka bir şey...
Burada tasarımcıya yardımcı olacak sihirli kelime, “davranış”. Ürünlerin, ortamların, objelerin, ilişkilerin davranış biçimlerini ve kullanım biçimlerini önceden kafamızda tanımlamamız gerekiyor. Kişisel üslubun ya da markasal ifadenin yansıtılması, bir yol. Öte yandan, teknolojilerin hayata yedirilmesi için çalışmak da başka bir yol.
Etkileşim tasarımı neyle uğraşır:
1) Ürünlerin biçimlerini tanımlarken, davranışlarını ve kullanımlarını hesaba katmak.
2) Ürünlerin kullanımı, insan ilişkilerini nasıl yönlendirecek ve insanların anlama sürecine nasıl etki edecek, bunu önceden tasarlamak.
3) Ürünler ve insanlar arasındaki diyalogun fiziksel, kültürel ve tarihsel bağlamları üzerine düşünmek, keşifler yapmak.
Etkileşim tasarımı, bir ürünün tasarımına şu perspektiflerden bakar:
1) İnsanların bir ürünü neden ve nasıl kullanmak isteyeceklerini anlamaya çalışmak,
2) Kullanıcıların ve onların amaçlarının avukatı olmak,
3) Tasarımı oluşturan özellik ve bileşenlerin toplamının, daha fazla ve yeni bir şey (gestalt) ortaya koyduğunu unutmamak,
4) Mevcut durumun yarın ya da gelecekte nasıl değişeceğini sürekli hesaba katmak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder