5 Mart 2007 Pazartesi

Çöldeki Prens...



göç etmeyen yabani kuşlar misali
rüzgarda sürüklenirdi kökleri olmayanlar
uzun zamandır tek eğlencendi bana inanmamak
kafan karıştığında refleksleşir gafletler
en güzel su hayalini sen içerdin içindeki çöllerde
içtiğin su akardı mektubundan yüreğime
çölünü güzel kılan aradığım kuyuyu gizliyor olmasıydı

baktığım her şey birgün öleceğime kanıt
beni reddeden şey bir basit yanıttı
sorularım gizli aşk davetleri

ve içimde ayışığında altın gibi parlayan
iyi niyetli zehirli yılan
tüm bilmeceleri çözerdi

oysa olmamalıydı, hani gitmiştin artık
bir yere doğru giderken, durduğun yerden mutlu
neredeyiz diyerek nereden geldiğimizi sorardın
çok korkar kendimi burada bulurdum

hep gündüz olurdu sen istediğin sürece
oysa ben talihsizliklerimin ciddiye alınmasını isterdim

şimdi bir hikayeyle ödüyorum geçmişimizin bedelini
"sanırım yalnızca senin gülen yıldızların olacak"
anlamışsındır, ölmüşüm gibi yapıp ölmeyeceğim
deliler gibi merak ediyorum
şimdi nasılsın?


Temmuz 1997 - Haziran 2004

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder