28 Ocak 2007 Pazar

Object of Desire...

J. P. Sartre'ın "being and nothingness"da anlattığı bir "utanç tanımı" üzerine düşünüyorum kaç zamandır: "nesneye dönüşmenin utancı"...

"Belediye bahçesinde, kestane ağaçlarının uzandığı yoldan, ortasında bir heykelin yükseldiği yeşil bir çimenliği seyretmekteyim. Bunların tümü benim için varlar. Ama bakıyorum, başka biri gelip orada duruyor ve beni de içine alan bir görünümü göz altına alıyor. Benim için gerçek dünya olan benim tasarımım, hemen çözülüp dağılıyor ve bu çözülmeden doğan öğeler, yeni gelenin çevresinde dolanıp birleşiyor: şimdi artık ne varsa, hepsi onun için var, bu nesnelerin tümü de benim görmeme olanak bulunmayan yüzlerini bir başkasına göstermekteler. Bir başkasının malı olmak için dünya beni tepip gitmekte...

Ne var ki, başkası dünyayı benden ayırıp götürmekle de kalmaz, benim gerçek benliğimi, yani olmayı aklımdan geçirdiğim varlığı da rüzgara katıp götürür. İlkin, beni yargılar ve hakkımda bir fikir edinir. Elbette bunu benim düşündüklerime göre değil, bedenime, o anki durumuma ya da daha çok geçmişime göre yapar. Başkası için ben, ne ise ya da o zamana kadar ne oldu ise ancak o olan bir "kendinde"ye indirgenirim. Çünkü onun benim hakkımda edindiği fikirde, benim olmak istediğim şey, ki bu benim varlığımı oluşturur, kesinlikle göz önünde tutulmaz. Üstelik eğer ben kendimi savunmaya geçmezsem, o ne olmamı isterse o olurum. Bakışı beni sarar sarmalar ve özne olan benden bir nesne, bir araç yaratır; kendisine bakan herkesi taşa çevirme gücünü taşıyan gorgone gibi. Onun çevresinde, tasarılarının gereçleri ya da engelleri gibi dizilip örülen, sadece çimenlik, heykel, bank ya da duvar değil. Ben de kendimi nesneler arasında yerini almış, başkalarının ereklerini gerçekleştirmek yolunda bir araç ya da bir engele dönüşmüş olarak görürüm:

İşte buradan bir utanç doğar. Bir nesne olmanın, yani başkası için bağlanmış ve katılaşmış, değerini yitirmiş bir varlıkta kendimi tanımanın duygusudur bu...
Utanç, şu ya da bu yanılgıya düşmüş olma durumunun ve olduğum şeyi olabilmek için başkasının düşüncesine gereksinme duymam olgusunun verdiği kendine özgü bir düşüş duygusudur."...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder