“Yanlış zaman - doğru insan” ya da tam tersi nitelikteki tesadüfi anları, "panik halinde yaşanan nadir aşklar" biçiminde yorumlayan bu teori, "Rastlantıların gücü nereden gelir?" sorusu üzerine düşünenler tarafından, ritim-zorunluluk ilişkisinden soyutlama yapılarak üretilmiştir...
Her biri kendi yörüngesinde ilerleyen iki kuyrukluyıldızın uzayda karşılaşmaları ve ışık saçan kuyruk kesimleri birbirinin içinden geçtikten sonra uzaklaşarak kendi yollarına devam etmeleri, biçiminde modellenebilecek bir insanlık halini anlatır... Sonradan bu karşılaşmayı "Yeterince az bağlılıkla sahiptim sana" diye hatırlayacak olan yıldızlar, bu teoriye göre, birbirlerini yalnızca gerektiği kadar önemserler, daha fazla değil...
Onların ayrılıkları, rastlantıların zorunlu kıldığı bir şeyin başlangıcı olmayan kopuşlardır aslında, çünkü kuyrukluyıldızlar kadere inanmazlar... Işıl ışıl, yalnızca kendileriyle ve belki de kendilerinden bile beklemedikleri bir kederle tek başlarına uzayda dans edeceklerini bilerek, yollarına buruk bir gülümsemeyle ama çoğalmış olarak devam etmek zorundadırlar... Hayatını değiştirecek mükemmel tesadüf, belki de inmediğin duraktadır kimbilir...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder