13 Kasım 2006 Pazartesi

İnsanlardan yorulmak...


Zamanı gelince metallerin, çelik köprülerin bile "yorulduğu" şu hayatta, sonlu varoluşumuz içerisinde bizi yoran şeylerden biri de, diğer insanlarla her etkileşime girdiğimizde kaçınılmaz biçimde yaşanan "iletişim kayıpları" sanırım...

Bir köprü, üzerinden geçmesiyle her iki tarafın da kullanım ömrünü kısaltan bir kamyonu sevemez ya da umut bağlayamaz tabii, ama biz, hayatımızın tam ortasında iz bırakarak ya da sadece sokakta bize çarparak yanımızdan geçen diğer insanlara "derdimizi anlatabilme" ihtimalimiz yüzünden, yani bu "beklenmedik etkileşim farkındalığı"nın* bedeli olarak, yoruluruz biraz da...

Örneğin, özellikle "beklentisiz ve sürprizsiz" insanlarla sadece önceden hazırlıklı olduğumuz konuşmaları yaparak zaman geçirmenin yorucu olmamasının bir sebebi de, iletişim uğruna kaybedilen enerjinin minimumda kalmasıdır...

"Hell is the other people" sözü doğruysa eğer, zaman zaman bilerek yorulmayı tercih etmek de, bedelini ödemeyi vaat ettiğimiz basit bir sorumluluk meselesidir galiba...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder