14 Kasım 2006 Salı

Kırk yaşından sonra delirmek...

histeri
O yaşına kadar pek fazla kayda değer delilik emaresi göstermedinse eğer, bundan sonrası için de küçük bir ihtimaldir bu... Adam olacak deli gençliğinden bellidir, delilik bir "karşılıksız merak" meselesidir çünkü...

Öte yandan, normal gündelik hayatımızda delilerle en çok karşılaştığımız yerin karikatürler olması da bir rastlantı değil. Çünkü olgunlaşmak ya da iyice abartıp kırk yaşında ak sakallı deli dede olmak demek, "sense of humor" denilen şeyin, yani başta kendin olmak üzere her şeyle dalga geçebilmek yeteneğinin gündelik hayata yedirilmesi demek zaten... Bizim kuşağın "abi" dediği en akıllılardan Terry Eagleton'ın "İnsan ölümlü olduğu için ironik olmak zorunda" demesi boşuna değil...

Gülmek ve gülünç olmak, her ikisi de bir kırılma noktasıysa ve mesela espri uğruna o anda "biz"den olmayan birilerini harcamak, birilerinin salaklığını tescillemek ne kadar mümkünse, deli karikatürlerinde konu mankeni olmayı bir tür "umursamazlık deklarasyonu" olarak algılayıp deliliğe devam etmek de o kadar mümkün galiba...

Bazı gerçekler sadece delilerden öğrenilir, başka kimse rahat yerinden kalkıp da söylemeye tenezzül etmez...

Aslolan, genç yaştayken de gerçekleri sıkıcı olmadan anlatabilmek, normal gündelik hayatta kırılma noktaları yaratabilmektir: Adam olacak deli, gençliğinden bellidir...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder